Herkese çok uzun bir aradan sonra yeniden merhaba.
Önceki yazılarımın birinde LGS'ye (Lise Giriş Sınavı) gireceğimi yazmıştım. Bu yazımda sizlere bir 8.sınıf öğrencisinin gözünden eğitim sistemi hakkındaki bazı gerçekler hakkında düşüncelerimi yazmak istedim.
Biliyorsunuz ki 2018 yılı itibariyle TEOG yerine LGS adlı liseye geçiş sınavı getirildi. Birçok öğrencinin morali bozuldu ve çalışmayı bıraktı. O yıl çalışmayı bırakanlar kaybetti, bırakmayanlar kazandı. 2019 LGS sınavında da zorluk derecesi arttı, ben dahil 2020 LGS'ye girecek öğrenciler çoğu Haziran itibari ile çalışmaya başladılar. Peki neden bu sorular bu kadar zor görülüyor?
Yapılan iki LGS sınavında da sözel bölüm kolay, sayısal bölüm zordu. Sayısalı en iyi yapan fen lisesine gidiyor. Ancak şuna dikkat vermek gerekir; Bizler bu tür sorular ile ilk kez karşılaşıyoruz.
Sınavlarda bize zor gelen şey ilk kez bu tür sorular ile karşılaşmamız. 8.sınıfa kadar bize bu tür uzun paragraflı ve mantıksal düşünce içeren soruları hiç sormadılar. Eskiden sadece soru varken, şimdi ise soruların paragrafları,şekilleri gibi birçok şey var. Zaten TEOG'ta bir sayfaya 4-5 soru sığarken, LGS'de 1 sorunun olması bu durumu açıkça göz önüne seriyor. Bu durum eğitim sisteminin yetersiz olmasından kaynaklanıyor.
Ayrıca benim ilkokula başladığım sene (2012) 4+4+4 sistemi (4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul, 4 yıl lise) geldiği için 2005, 2006 ve 2007 senelerinde doğan öğrenciler aynı anda 1.sınıfa başladılar. Durum böyle olunca 2020 LGS'ye girecek öğrenci sayısı arttı. Kontenjanlar da bu kadar fazla öğrenciyi karşılayamayacağı için liselerin 9.sınıflarındaki sınıfa düşen öğrenci sayısını arttırmak da işe yaramıyor. Yani binlerce öğrenci ya açıkta kalacak ya da imam hatip liselerine gidecek. Zaten bu sistem getirildiğinde bunun dışında bir amaç yok.
Ayrıca benim gibi öğrencilerin en çok sinirlendiği durum ise eğitim hayatlarının sadece bir sınava bağlı olması. Sınav anı belki rahatsız olacaksın. Kazanmazsan bitti, çünkü çoğu anadolu lisesi düzgün eğitim vermiyor. Fen liselerinde kontenjan en fazla 120 öğrenci. Ayrıca son yıllarda en az açılan lise türü de fen lisesi. Neden acaba?
Kısacası eğitim sistemi berbat ve buna acilen bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Her köşe başına üniversite yapmak yerine fen lisesi açsalar daha yararlı olacak. Hem kendi neslim, hem de gelecek nesiller için.
Bir sonraki "Öğrencinin Gözünden" yazısına kadar görüşmek üzere :)))
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Önceki yazılarımın birinde LGS'ye (Lise Giriş Sınavı) gireceğimi yazmıştım. Bu yazımda sizlere bir 8.sınıf öğrencisinin gözünden eğitim sistemi hakkındaki bazı gerçekler hakkında düşüncelerimi yazmak istedim.
Biliyorsunuz ki 2018 yılı itibariyle TEOG yerine LGS adlı liseye geçiş sınavı getirildi. Birçok öğrencinin morali bozuldu ve çalışmayı bıraktı. O yıl çalışmayı bırakanlar kaybetti, bırakmayanlar kazandı. 2019 LGS sınavında da zorluk derecesi arttı, ben dahil 2020 LGS'ye girecek öğrenciler çoğu Haziran itibari ile çalışmaya başladılar. Peki neden bu sorular bu kadar zor görülüyor?
Yapılan iki LGS sınavında da sözel bölüm kolay, sayısal bölüm zordu. Sayısalı en iyi yapan fen lisesine gidiyor. Ancak şuna dikkat vermek gerekir; Bizler bu tür sorular ile ilk kez karşılaşıyoruz.
Sınavlarda bize zor gelen şey ilk kez bu tür sorular ile karşılaşmamız. 8.sınıfa kadar bize bu tür uzun paragraflı ve mantıksal düşünce içeren soruları hiç sormadılar. Eskiden sadece soru varken, şimdi ise soruların paragrafları,şekilleri gibi birçok şey var. Zaten TEOG'ta bir sayfaya 4-5 soru sığarken, LGS'de 1 sorunun olması bu durumu açıkça göz önüne seriyor. Bu durum eğitim sisteminin yetersiz olmasından kaynaklanıyor.
Ayrıca benim ilkokula başladığım sene (2012) 4+4+4 sistemi (4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul, 4 yıl lise) geldiği için 2005, 2006 ve 2007 senelerinde doğan öğrenciler aynı anda 1.sınıfa başladılar. Durum böyle olunca 2020 LGS'ye girecek öğrenci sayısı arttı. Kontenjanlar da bu kadar fazla öğrenciyi karşılayamayacağı için liselerin 9.sınıflarındaki sınıfa düşen öğrenci sayısını arttırmak da işe yaramıyor. Yani binlerce öğrenci ya açıkta kalacak ya da imam hatip liselerine gidecek. Zaten bu sistem getirildiğinde bunun dışında bir amaç yok.
Ayrıca benim gibi öğrencilerin en çok sinirlendiği durum ise eğitim hayatlarının sadece bir sınava bağlı olması. Sınav anı belki rahatsız olacaksın. Kazanmazsan bitti, çünkü çoğu anadolu lisesi düzgün eğitim vermiyor. Fen liselerinde kontenjan en fazla 120 öğrenci. Ayrıca son yıllarda en az açılan lise türü de fen lisesi. Neden acaba?
Kısacası eğitim sistemi berbat ve buna acilen bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Her köşe başına üniversite yapmak yerine fen lisesi açsalar daha yararlı olacak. Hem kendi neslim, hem de gelecek nesiller için.
Bir sonraki "Öğrencinin Gözünden" yazısına kadar görüşmek üzere :)))
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Herkese yeniden merhaba :)
İletişim; bir gönderici ve bir alıcıdan oluşan, bilginin aktarılma sürecine denilmektedir. "Kömünikasyon" kelimesi ile benzer anlama gelen iletişim; ayrıca başka bir anlamı "Kişilerin birbirini anlaması"dır.
Genellikle teknoloji bağımlısı olmayan insanlar iletişimi günlük hayatta en çok konuşarak kurmaktadır. Ayrıca jest ve mimikler, resimler ve benzeri şeyler ile de iletişim kurulabilmesi mümkündür.
İletişim insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Zamanın ilerlemesi ile birlikte iletişim de ilerlemiştir. Örneğin eskiden mağara taşlarına şekil çizerek iletişim kururken, şimdilerde her türlü iletişim kurabiliyoruz. Ayrıca geçmişten günümüze iletişim gelişmesi ile bir şeyi tekrar hatırlıyoruz; İletişim her zaman olacaktır.
İletişimde bazı unsurlar vardır; Göstergelerde her iletişimde bulunmaktadır.
Örneğin "vazo" dediğimizde vazonun varlığı gösterilmektedir, ya da bir marka amblemini gördüğümüzde aklımıza o marka geldiği için markanın göstergesi niteliğindedir.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere :))) (Bu yazı Seçmeli Yazarlık dersi ödevim için yazılmıştır)
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
İletişim; bir gönderici ve bir alıcıdan oluşan, bilginin aktarılma sürecine denilmektedir. "Kömünikasyon" kelimesi ile benzer anlama gelen iletişim; ayrıca başka bir anlamı "Kişilerin birbirini anlaması"dır.
Genellikle teknoloji bağımlısı olmayan insanlar iletişimi günlük hayatta en çok konuşarak kurmaktadır. Ayrıca jest ve mimikler, resimler ve benzeri şeyler ile de iletişim kurulabilmesi mümkündür.
İletişim insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Zamanın ilerlemesi ile birlikte iletişim de ilerlemiştir. Örneğin eskiden mağara taşlarına şekil çizerek iletişim kururken, şimdilerde her türlü iletişim kurabiliyoruz. Ayrıca geçmişten günümüze iletişim gelişmesi ile bir şeyi tekrar hatırlıyoruz; İletişim her zaman olacaktır.
İletişimde bazı unsurlar vardır; Göstergelerde her iletişimde bulunmaktadır.
Örneğin "vazo" dediğimizde vazonun varlığı gösterilmektedir, ya da bir marka amblemini gördüğümüzde aklımıza o marka geldiği için markanın göstergesi niteliğindedir.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere :))) (Bu yazı Seçmeli Yazarlık dersi ödevim için yazılmıştır)
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Herkese uzun bir aradan sonra yeniden merhaba.....
Önceki yazılarımı okuyanların bileceği üzere tam bir Güney Kore hayranıyım. Bu yazıda da benim hayatımda büyük bir yer edinen "Sassy Go Go" dizisini paylaşmak istedim.
Konusu : Gençlik, Okul Kore Dizisi, Romantik,
Bölüm Sayısı : 12 Bölüm
Yönetmen : Lee Eun Jin
Dili : Korece (Altyazı ile izlenebilir)
Konusu : Seoul Sevil Elit Lisesi'nde öğrencilerin çok iyi bir üniversiteye gitmesi için okul kulüpleri açarlar. Ancak Real King adındaki sokak dansı kulübü ile okulun ilk beşine giren zeki öğrenciler kulübü olan Baek Ho'nun çalışma odaları yan yana bulunmaktadır. Anlaşamayan bu kulüplerden Real King bazı olaylar sonucunda kapatılmak zorunda kalır. Ancak yolsuzluk yapılan bu okulda Baek Ho kulübü öğrencilerinden Kwon Soo-Ah'ın iyi bir üniversiteye gitmesi için yetenek kazanması gerekmektedir. Bu yüzden Real King'in tekrar açılması şartı ile Real King ile Baek Ho kulüpleri birleşerek amigo kulübü oluşur.
Benim Dizi Hakkında Düşüncem;
- Ben ilk olarak 2017'de izlemiştim. En az 3-4 kere tekrar tekrar izledim. Gerçekten bende büyük bir etki bıraktı. Lise Sınavımdan sonra tekrardan izlemeye başlayacağım da.
- Öncelikle dizide arkadaşlık çok güzel ele alınmış. Gerçek arkadaşların her zorluğun ötesinden gelebileceği harika bir şekilde anlatılmış.
- Özellikle eğitim zorlukları ve öğrencilerin sınav stresi güzel bir şekilde yansıtılmış. Öğrencilerin sınav öncesi ve sonrası yaşadığı bütün her şey açıkça belirtilmiş.
- Özellikle son bölümlerde sağlığın her şeyden çok daha önemli olduğu vurgulanmış.
- Dersleri kötü olan ama birçok yeteneği olan Real King ile dersleri harika olan ama hiçbir yeteneği bulunmayan Baek Ho kulüplerinin daha sonradan birleşip gerçek arkadaşlığı bulmaları günümüzde oldukça çok bulunan sahte arkadaşlıklara harika bir cevap olmuş.
Bir Sonraki Yazıda Görüşmek Üzere!!!! (Dizi önerilerinizi yorumlar kısımına yazabilirsiniz) :)))))
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Önceki yazılarımı okuyanların bileceği üzere tam bir Güney Kore hayranıyım. Bu yazıda da benim hayatımda büyük bir yer edinen "Sassy Go Go" dizisini paylaşmak istedim.
Konusu : Gençlik, Okul Kore Dizisi, Romantik,
Bölüm Sayısı : 12 Bölüm
Yönetmen : Lee Eun Jin
Dili : Korece (Altyazı ile izlenebilir)
Konusu : Seoul Sevil Elit Lisesi'nde öğrencilerin çok iyi bir üniversiteye gitmesi için okul kulüpleri açarlar. Ancak Real King adındaki sokak dansı kulübü ile okulun ilk beşine giren zeki öğrenciler kulübü olan Baek Ho'nun çalışma odaları yan yana bulunmaktadır. Anlaşamayan bu kulüplerden Real King bazı olaylar sonucunda kapatılmak zorunda kalır. Ancak yolsuzluk yapılan bu okulda Baek Ho kulübü öğrencilerinden Kwon Soo-Ah'ın iyi bir üniversiteye gitmesi için yetenek kazanması gerekmektedir. Bu yüzden Real King'in tekrar açılması şartı ile Real King ile Baek Ho kulüpleri birleşerek amigo kulübü oluşur.
Benim Dizi Hakkında Düşüncem;
- Ben ilk olarak 2017'de izlemiştim. En az 3-4 kere tekrar tekrar izledim. Gerçekten bende büyük bir etki bıraktı. Lise Sınavımdan sonra tekrardan izlemeye başlayacağım da.
- Öncelikle dizide arkadaşlık çok güzel ele alınmış. Gerçek arkadaşların her zorluğun ötesinden gelebileceği harika bir şekilde anlatılmış.
- Özellikle eğitim zorlukları ve öğrencilerin sınav stresi güzel bir şekilde yansıtılmış. Öğrencilerin sınav öncesi ve sonrası yaşadığı bütün her şey açıkça belirtilmiş.
- Özellikle son bölümlerde sağlığın her şeyden çok daha önemli olduğu vurgulanmış.
- Dersleri kötü olan ama birçok yeteneği olan Real King ile dersleri harika olan ama hiçbir yeteneği bulunmayan Baek Ho kulüplerinin daha sonradan birleşip gerçek arkadaşlığı bulmaları günümüzde oldukça çok bulunan sahte arkadaşlıklara harika bir cevap olmuş.
Bir Sonraki Yazıda Görüşmek Üzere!!!! (Dizi önerilerinizi yorumlar kısımına yazabilirsiniz) :)))))
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Hepimizin bildiği LGS bugün itibari ile benim gibiler için başlıyor.
Uzun zamandır sınavların yoğunluğu nedeniyle iki bloguma da yazı atamıyordum. Ancak sınavlar bittiği için birçok yazı yazacağım.
LGS sınavı için artık şimdiki 7.sınıflar için süre başlatılacak. Yani benim gibi olanlar LGS hazırlığına başladı denilebilir. Umarım sınava az kalan bir sürede yine değişen bir sistem olmaz ve bu yüzden benim de içinde olduğum öğrenci kitlesi sınav stresi artmaz.
5. sınıftayken (o zaman TEOG vardı) TEOG sınavına daha çok var derken şu an (şimdiki adı LGS) LGS için çalışmaya başlıyoruz.
Bu yazı buraya kadar, bir sonraki yazıda görüşmek üzere :)))
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Uzun zamandır sınavların yoğunluğu nedeniyle iki bloguma da yazı atamıyordum. Ancak sınavlar bittiği için birçok yazı yazacağım.
LGS sınavı için artık şimdiki 7.sınıflar için süre başlatılacak. Yani benim gibi olanlar LGS hazırlığına başladı denilebilir. Umarım sınava az kalan bir sürede yine değişen bir sistem olmaz ve bu yüzden benim de içinde olduğum öğrenci kitlesi sınav stresi artmaz.
5. sınıftayken (o zaman TEOG vardı) TEOG sınavına daha çok var derken şu an (şimdiki adı LGS) LGS için çalışmaya başlıyoruz.
Bu yazı buraya kadar, bir sonraki yazıda görüşmek üzere :)))
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Uzun zaman sonra yeniden merhaba...
Çoğumuzun bildiği gibi dünyada K-Pop akımı yaşanıyor. Ben de bu akıma katılan biri olarak son günlerde olan bazı olayları dile getirmek istedim.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki yaptıkları müzik sizin hoşunuza gitmiyor ise o müzik kötü değildir. Ayrıca sırf o müzik grubunu veya şarkıcıyı sevmiyorsunuz diye ortaya iftira atmak da doğru bir davranış değil.
Son zamanlarda benim müziklerini aşırı derece de sevdiğim bir gruba suçlama yapıldı. (Bundan önceki yazılarımda bu gruptan bahsetmiştim) Kimse bir grubu veya şarkıcıyı sevmek zorunda değildir. Sevmediğiniz biri veya birileri için suçlamada bulunma gerçekten doğru değil.
Benim sevdiğim grup 7 erkekten oluşan bir K-Pop grubu. Bu grup Grammy Ödüllerine giden bir grup. Tam olarak bu gruba yapılan bir iftira vardı, çocuklarınızı bu gruptan uzak tutun gibi şeyler söylenmişti. Tek bir sorum var; Bu grup bu kadar tanınmadan önce neden böyle iftiralar atmıyorlardı?
Ayrıca şarkılarını hiç dinlemedim diyerek bu grupların şarkıları berbat diyen kişiler de var. Sırf farklı oldukları için yargılamak yerine bu grupların hepsini yaşlarına rağmen başardıkları ile övmemiz gerekiyor.
Ben sadece sevdiğim K-Pop grupları için bunları yazmıyorum, bütün şarkı yapan kişiler bu konulara maruz kalmakta.
Bu yazıyı yazarken grup adlarını vermedim çünkü önceki yazılarımdan birinde benimle aynı grubu seven bir sınıf arkadaşım vermemin doğru olmayacağını söylemişti. Ben de onun sözüne uyarak grup isimlerini yazmama kararı verdim. Ancak yine de bilinsin diye yazı resminden bu grubu belki tahmin edebilirsiniz.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...
İletişim İçin: aleynacan05@hotmail.com
Çoğumuzun bildiği gibi dünyada K-Pop akımı yaşanıyor. Ben de bu akıma katılan biri olarak son günlerde olan bazı olayları dile getirmek istedim.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki yaptıkları müzik sizin hoşunuza gitmiyor ise o müzik kötü değildir. Ayrıca sırf o müzik grubunu veya şarkıcıyı sevmiyorsunuz diye ortaya iftira atmak da doğru bir davranış değil.
Son zamanlarda benim müziklerini aşırı derece de sevdiğim bir gruba suçlama yapıldı. (Bundan önceki yazılarımda bu gruptan bahsetmiştim) Kimse bir grubu veya şarkıcıyı sevmek zorunda değildir. Sevmediğiniz biri veya birileri için suçlamada bulunma gerçekten doğru değil.
Benim sevdiğim grup 7 erkekten oluşan bir K-Pop grubu. Bu grup Grammy Ödüllerine giden bir grup. Tam olarak bu gruba yapılan bir iftira vardı, çocuklarınızı bu gruptan uzak tutun gibi şeyler söylenmişti. Tek bir sorum var; Bu grup bu kadar tanınmadan önce neden böyle iftiralar atmıyorlardı?
Ayrıca şarkılarını hiç dinlemedim diyerek bu grupların şarkıları berbat diyen kişiler de var. Sırf farklı oldukları için yargılamak yerine bu grupların hepsini yaşlarına rağmen başardıkları ile övmemiz gerekiyor.
Ben sadece sevdiğim K-Pop grupları için bunları yazmıyorum, bütün şarkı yapan kişiler bu konulara maruz kalmakta.
Bu yazıyı yazarken grup adlarını vermedim çünkü önceki yazılarımdan birinde benimle aynı grubu seven bir sınıf arkadaşım vermemin doğru olmayacağını söylemişti. Ben de onun sözüne uyarak grup isimlerini yazmama kararı verdim. Ancak yine de bilinsin diye yazı resminden bu grubu belki tahmin edebilirsiniz.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...
İletişim İçin: aleynacan05@hotmail.com
Yeniden herkese merhaba, Berfce'nin blogunda gördüğüm mimi bende cevaplamak istedim. Ayrıca bu mimi başlatan Rehitu'nun cevapları için buraya tıklayabilirsiniz.
1) Hangisini tercih edersin? Uçabilme yeteneğinin olmasını mı yoksa su altında da nefes alabilmeyi mi? Neden?
Ben uçabilme yeteneğim olmasını isterdim. Çünkü ne kadar yüzmeyi çok sevsem de uçabilme yeteneğimin olmasını ilk seçimim olur.
2) Hangisini tercih edersin? Sonsuza dek etrafının kitaplarla çevrili olmasını mı yoksa evcil hayvanlarla mı? Neden?
İki seçenekten birini seçmek zor. Ancak ben sonsuza dek kitaplarla çevrili olmasını isterim. Çünkü evcil hayvanlar çok fazla ilgi ve alaka gerektirir ve bu zorlayıcı olabilir.
3) Hangisini tercih edersin? Büyük ellere sahip olmayı mı yoksa büyük ayaklar mı? Neden?
Hiçbiri, orantılı olsun :)
4) Hangisini tercih edersin? Geriye kalan hayatının tamamında çay içmeyi mi yoksa kahve içmeyi mi? Neden
Çay içemediğim için geriye kalan hayatımın tamamında kahve içmeyi tercih ederim.
5) Hangisini tercih edersin? Pilav üstü kuru mu yoksa köfte patates mi? Neden?
En sevdiğim yemeklerden olan köfte patatesi tercih ederim. Pilavı da çok sevsem de köfte patatesten vazgeçmem.
6) Hangisini tercih edersin? Sınırsız döner mi yoksa sınırsız kokoreç mi? Neden?
Sınırsız döner tercih ederim.
7) Hangisini tercih edersin? Ölüm saatini bilmeyi mi yoksa nasıl öleceğini bilmeyi mi? (Ölüm tarihini ve ölüm şeklini değiştiremiyorsun.) Neden?
Ben ölüm saatimi bilmek isterdim. Çünkü ne zaman öleceğimi bilirsem öleceğim tarihe kadar hayatımı daha dolu yaşardım, yapmak istediğim her şeyi yapardım.
8) Hangisini tercih edersin? 500 yıl gelecekte yaşamayı mı yoksa 500 yıl geçmişte yaşamayı mı? Neden?
Geçmişte yaşasam tarihteki önemli kişilerle tanışmak isterdim, gelecekte yaşasam gelecek hakkında bilgi edinebilirdim. Ben gelecekte yaşamayı tercih ederdim çünkü her ne kadar tarihteki önemli kişileri merak etsem de geleceği merakım daha fazla :)
1) Hangisini tercih edersin? Uçabilme yeteneğinin olmasını mı yoksa su altında da nefes alabilmeyi mi? Neden?
Ben uçabilme yeteneğim olmasını isterdim. Çünkü ne kadar yüzmeyi çok sevsem de uçabilme yeteneğimin olmasını ilk seçimim olur.
2) Hangisini tercih edersin? Sonsuza dek etrafının kitaplarla çevrili olmasını mı yoksa evcil hayvanlarla mı? Neden?
İki seçenekten birini seçmek zor. Ancak ben sonsuza dek kitaplarla çevrili olmasını isterim. Çünkü evcil hayvanlar çok fazla ilgi ve alaka gerektirir ve bu zorlayıcı olabilir.
3) Hangisini tercih edersin? Büyük ellere sahip olmayı mı yoksa büyük ayaklar mı? Neden?
Hiçbiri, orantılı olsun :)
4) Hangisini tercih edersin? Geriye kalan hayatının tamamında çay içmeyi mi yoksa kahve içmeyi mi? Neden
Çay içemediğim için geriye kalan hayatımın tamamında kahve içmeyi tercih ederim.
5) Hangisini tercih edersin? Pilav üstü kuru mu yoksa köfte patates mi? Neden?
En sevdiğim yemeklerden olan köfte patatesi tercih ederim. Pilavı da çok sevsem de köfte patatesten vazgeçmem.
6) Hangisini tercih edersin? Sınırsız döner mi yoksa sınırsız kokoreç mi? Neden?
Sınırsız döner tercih ederim.
7) Hangisini tercih edersin? Ölüm saatini bilmeyi mi yoksa nasıl öleceğini bilmeyi mi? (Ölüm tarihini ve ölüm şeklini değiştiremiyorsun.) Neden?
Ben ölüm saatimi bilmek isterdim. Çünkü ne zaman öleceğimi bilirsem öleceğim tarihe kadar hayatımı daha dolu yaşardım, yapmak istediğim her şeyi yapardım.
8) Hangisini tercih edersin? 500 yıl gelecekte yaşamayı mı yoksa 500 yıl geçmişte yaşamayı mı? Neden?
Geçmişte yaşasam tarihteki önemli kişilerle tanışmak isterdim, gelecekte yaşasam gelecek hakkında bilgi edinebilirdim. Ben gelecekte yaşamayı tercih ederdim çünkü her ne kadar tarihteki önemli kişileri merak etsem de geleceği merakım daha fazla :)
9) Hangisini tercih edersin? Her yıl yenilenen tek seferlik uluslararası bir uçuş bileti mi yoksa yurt içinde geçerli sınırsız uçak bileti mi? Neden?
Uluslararası tek seferlik uçak biletini tercih ederdim.
10) Hangisini tercih edersin? daha çok dinlemeyi mi daha çok konuşmayı mı? Neden?
Ben daha çok konuşmayı severim. Çünkü konuştuğum zaman kendimi rahat hissederim. Dinlemeyi de severim ancak konuşmayı daha çok seviyorum.
Soruları cevaplarken çok keyif aldım, yapmayan herkes yapsın bence. Görüşmek üzere...
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Yeniden herkese merhaba. Berfçe bir mimde beni de mimlemiş, Berfçe'nin mimi için buraya tıklayabilirsiniz :)
1) Acı mı, tatlı mı, ekşi mi?
Ben acı ve tatlı seviyorum. Ancak birini seçmem gerekse acıyı seçerim.
2) Çift sayılar mı, tek sayılar mı?
Tek sayıları, çift sayılara tercih ederim.
3) Bitter mi, sütlü mü, beyaz çikolata mı?
Ben bitter ve sütlüden vazgeçemem. Birisini seçmem gerekirse sütlüyü seçiyorum.
4) En çok gitmek istediğiniz ülke hangisi?
Beni tanıyan herkes benim Güney Kore sevgimi bilir. Bunun en büyük nedeni en sevdiğim grup olan BTS'in nedeni de var :)
5) Çocukken hayalinizdeki meslek neydi?
Ben zaten çocuk olduğumdan şu an olan hayalimdeki meslek bilişim avukatlığı ve yazılımcılık.
6) En güzel yaşım diyebileceğiniz yaş hangisi?
Ben 9 yaşım en güzel yaşımdı. Tekrar ve tekrar 9 yaşında olmak isterdim.
7) En sevdiğiniz özlü söz nedir?
"Evren senden sevdiğin şeyleri alıyorsa eğer, verecek kadar güçlüsün demek." Benim en sevdiğim özlü söz.
8) Herkes ikinci şansı hak eder mi?
İlk şansında ne yaptığına bağlı bence.
9) Size en yakın kitabın 17. sayfasının ilk cümlesini ne?
"... görünsem de,burada sözünü ettiğim, aslında düşüncelerinize nasıl odaklanacağınızı ve verimli olarak öncelik sırasına koyacağınızı öğrenmektir." (Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı / Mark Manson)
1) Acı mı, tatlı mı, ekşi mi?
Ben acı ve tatlı seviyorum. Ancak birini seçmem gerekse acıyı seçerim.
2) Çift sayılar mı, tek sayılar mı?
Tek sayıları, çift sayılara tercih ederim.
3) Bitter mi, sütlü mü, beyaz çikolata mı?
Ben bitter ve sütlüden vazgeçemem. Birisini seçmem gerekirse sütlüyü seçiyorum.
4) En çok gitmek istediğiniz ülke hangisi?
Beni tanıyan herkes benim Güney Kore sevgimi bilir. Bunun en büyük nedeni en sevdiğim grup olan BTS'in nedeni de var :)
5) Çocukken hayalinizdeki meslek neydi?
Ben zaten çocuk olduğumdan şu an olan hayalimdeki meslek bilişim avukatlığı ve yazılımcılık.
6) En güzel yaşım diyebileceğiniz yaş hangisi?
Ben 9 yaşım en güzel yaşımdı. Tekrar ve tekrar 9 yaşında olmak isterdim.
7) En sevdiğiniz özlü söz nedir?
"Evren senden sevdiğin şeyleri alıyorsa eğer, verecek kadar güçlüsün demek." Benim en sevdiğim özlü söz.
8) Herkes ikinci şansı hak eder mi?
İlk şansında ne yaptığına bağlı bence.
9) Size en yakın kitabın 17. sayfasının ilk cümlesini ne?
"... görünsem de,burada sözünü ettiğim, aslında düşüncelerinize nasıl odaklanacağınızı ve verimli olarak öncelik sırasına koyacağınızı öğrenmektir." (Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı / Mark Manson)
Mimi yapmak isteyen herkes yapsın. Görüşmek üzere...
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
İklim Değişikliğini Engellemede Önemli Araçlar: Uydular
- Åžubat 01, 2019
- By Aleyna Can
- 0 Comments
Uydular günümüzde iklim değişikliğini araştırmada bilim insanlarının en önemli araçlarından biri. ESA (Avrupa Uzay Ajansı)'nın Sentinel uyduları, iklim değişikliği hakkında birçok bilgi edinilmesini sağlayacak kapasitesine sahip uydulardır.
ESA'nın bugün Dünya yörüngesinde olan 7 adet Sentinel uydusu bulunuyor. Bu uydular sayesinde elde edilen bilgiler Roma'da (İtalya) bulunan Dünya Gözlem Merkezi'nde değerlendiriliyor.
Dünya Gözlem Merkezi Direktörü Josef Aschbacher; Uydular son dönemde gelen verilere göre karbondioksit oranının daha önce hiç olmadığı kadar yükseldiğine dikkat çekiyor. Josef Ascbacher, değerlerin hep milyonda 300 oranının altında kaldığını ve son yüzyılda büyük bir artış ile milyonda 400 oranına ulaştığını ifade ediyor.
İklim değişikliği hakkında daha fazla bilgi edinebildiğimiz Sentinel Uydular'dan Sentinel-1'in fotoğrafını aşağıda bulabilirsiniz.
Bu yazı buraya kadar. Görüşmek üzere...
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Yeniden herkese merhaba.... Geçtiğimiz aylarda ile ilgili bir yazı yazmıştım. Yazı da grubu genel olarak tanıtmıştım ancak grubun üyelerinin hepsine ayrı yazı yazacağımı da belirtmiştim.
Şimdi yazıya geçme zamanı :)
Gerçek Adı : Kim Namjoon
Takma Adları : RM, Rap Monster, Yıkım Tanrısı, Dans Dehası, Namjoonie
Grup Pozisyonu: Rapçi ve Lider
Doğum Tarihi :12 Eylül 1994
Doğum Yeri : Ilsan, Güney Kore
Boyu : 1,81 metre
EÄŸitim : Apgujeong Lisesi, Global Cyber Ãœniversitesi
Çin Burcu : Köpek
Yıldız Burcu : Başak
Kim Namjoon grubun lideri ve tarzı en iyi olarak görülen üye. BTS'in en uzun üyesi de ayrıca.
Kim Namjoon'un annesi,babası, ve küçük kız kardeşi ile Güney Kore'nin gelişmiş şehirlerinden olan Ilsan'da büyüdü. Kim Namjoon'un çocukluk fotoğraflarına bakınca şimdi hayranlarını çılgına çeviren gamzelerini görmek mümkün. Kim Namjoon'un okul ile sıkıntısı hiç olmamış, sınıfın yaramazlarından olduğunu kendisi de söylese de hep iyi notlar aldığı bilinmektedir. Ayrıca okul mezuniyet fotoğraflarına baktığınızda modası geçmiş gözlükler ve şekilsiz saçları ile devlet memuru olacağını düşünmeden edilmediğini söyleniyor.
Grupta en iyi ingilizce konuşan üye, çünkü ingilizce çalışmak için dört ay Yeni Zelanda'da kaldı. Ayrıca annesinin o dönem bütün sezonlarını izlettiği Friends dizisi ile de kendini geliştirdiğini ifade etmektedir.
Seçmelere katıldığı bir yerde yeteneğini fark ettiler. İletişim bilgileri bulundu ve müzik şirketi olan Big Hit Entertainment'ı aradılar, onlara lise birinci sınıfta olan bu yetenekli genç ile ilgilenebileceklerini söylediler.
Fakat öğretmenleri ve ailesinin Kim Namjoon için farklı hedefleri vardı. Namjoon; Korece, matematik, yabancı diller ve sosyal bilgiler sınavlarında gerçekten başarılıydı. Bir teste IQ'su 148 çıkmıştı ve tüm ülkede %1'lik başarılı öğrenci kesimine girmesine çok yakındı.
Annesini müzik konusunda ikna edince 2010'da müzik seçmelerine girdi ve bir sürü şirketle solo rapçi olarak çalıştı. Sonrasında Bangtan Sonyeondan isimli bir hip-hop grubu oluşturulmaya çalışıldı karar değişikliği nedeniyle sonuç alınamadı.
Eğer K-Pop dinleyen biriyseniz dansın onlar için önemini bilmemeniz münkün değil. Kim Namjoon'da bir dansçı olarak anlaşma imzalamamıştı fakat idol grubunda yer almanın gerekliliğiydi. Bu yüzden dans ederken çektiği çilelere gönderme olarak Dance Prodigy (Dans Dehası) lakabı takıldı. 2015'e yakın bir tarihte hala dans etmeyi sevmediğini ancak bunun anlaşmanın bir parçası olduğunu anladığını söyledi.
Rap Monster lakabını bir şarkının sonunda "Rap Monster!" diye bağırınca şirket çalışanları tarafından lakap takıldı. Bu lakap ile sahne adı olarak verildi. BTS'in çıkış konserinden önce olan değişimlerden sadece biriydi bu. Artık idol hayatına gireceği için gerçek hayatının tam tersini yapması gerekiyordu; yani yüzünde sürekli makyaj taşımalı, sevimli aegyo (yüz ifadesi ve vücüt hareketleri ile gösterilen sevimlilik) ve bence her ARMY (BTS hayranları) 'nin hayran olarak izlediği koreografik dansları yapması gerekiyordu.
Elbette BTS'in lideri olarak adlandırılması onun için büyük bir gururdu fakat büyük sorumlulukları da vardı. Tanıtımlar, turlar, basın toplantıları, ödül törenlerinde ve televizyon röportajlarında en büyük görev ona düşüyordu. Şimdilerde Amerika'da yakaladıkları inanılmaz başarıyı düşününce, Big Hit'in liderliği İngilizcesi en iyi üyeye vermesi ileri görüşlü bir karar oldu. Ayrıca V (BTS üyesi), Kim Namjoon'un birçok problemi tek başına omuzladığına ve BTS üyelerinin geçinebileceği bir atmosfer yaratmak için çok çalıştığını minnetle anlatıyor. Namjoon ve Jin (BTS üyesi) grupta en kötü dansçı rölünde olarak görüldükleri için aralarında ortak bir bağları var. Diğer beş üye dans öğretmenleri ile çalışırken Namjoon ve Jin'in ayrı bir köşede çalıştıkları söylenmişti.
Namjoon ıssız adaya düştüğünde J-Hope'un (BTS üyesi) iyi bir partner olacağını söylemişti çünkü sürekli konuştuğu için radyoya ihtiyaçının olmayacağını söyledi. Ayrıca Dans Dehası denildiği için onun çok iyi dans ettiğini söyleyenler var, unutmamalıyız ki dansta değil,rapte çok iyi.
Namjoon eşyalarını çok sık kaybeder. Öyle ki İskandiavya'ya Bon Voyage gezileri sırasında pasaportunu kaybedip erkenden geri dönmesi gerektiğinde kimse şaşırmadı.
Öyle olmasada sert kişi imajı, fırça saçları ile sonunda Rap Monster ismini kaybetti. Şimdi Kim Namjoon'dan uzak olmayan RM geldi yani;yetenekli, ayakları yere basan ve düşünceli karakteri olan RM geldi.
Şimdilik bu kadar bilgi vereceğin ancak bu yazı bitmeden söylemek istediğim son birkaç şey daha var; BTS hakkında yazdığım ilk yazıda "adsız" olarak yorum yapan bir sınıftan tanıdığım iki kişinin sözleri üzerinde yazacağım bu cümleleri dikkatle okumanızı rica ediyorum.
Yaptığı yorumlarda benim BTS hakkında bir bilgim olmadığını, daha yeni tanıdığım bir grup için yorumda bulunmamın kendisine göre saçma olduğunu yazdı ve söyledi. Ben düşüncelerine saygı duyuyorum ancak BTS benim yeni tanıdığım bir grup değil. Ben önceden bazı şarkılarını dinliyordum ancak grup hakkında pek bir bilgim yoktu, 8 ay önce gerçekten dinlemeye başladım. Ben bunu kendisine de söyledim tekrardan düşüncelerine saygı duyuyorum. Sonra bana onları insanlar ile paylaştığımızda rezil ettiğimizi söyledi. Bence burada haksız; Çünkü sevdiğin bir grubu dinlerken/konuşurken rezil olduğunu düşünmemelisin.
Bu yazı burada bitti. Görüşmek üzere....
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Şimdi yazıya geçme zamanı :)
Gerçek Adı : Kim Namjoon
Takma Adları : RM, Rap Monster, Yıkım Tanrısı, Dans Dehası, Namjoonie
Grup Pozisyonu: Rapçi ve Lider
Doğum Tarihi :12 Eylül 1994
Doğum Yeri : Ilsan, Güney Kore
Boyu : 1,81 metre
EÄŸitim : Apgujeong Lisesi, Global Cyber Ãœniversitesi
Çin Burcu : Köpek
Yıldız Burcu : Başak
Kim Namjoon grubun lideri ve tarzı en iyi olarak görülen üye. BTS'in en uzun üyesi de ayrıca.
Kim Namjoon'un annesi,babası, ve küçük kız kardeşi ile Güney Kore'nin gelişmiş şehirlerinden olan Ilsan'da büyüdü. Kim Namjoon'un çocukluk fotoğraflarına bakınca şimdi hayranlarını çılgına çeviren gamzelerini görmek mümkün. Kim Namjoon'un okul ile sıkıntısı hiç olmamış, sınıfın yaramazlarından olduğunu kendisi de söylese de hep iyi notlar aldığı bilinmektedir. Ayrıca okul mezuniyet fotoğraflarına baktığınızda modası geçmiş gözlükler ve şekilsiz saçları ile devlet memuru olacağını düşünmeden edilmediğini söyleniyor.
Grupta en iyi ingilizce konuşan üye, çünkü ingilizce çalışmak için dört ay Yeni Zelanda'da kaldı. Ayrıca annesinin o dönem bütün sezonlarını izlettiği Friends dizisi ile de kendini geliştirdiğini ifade etmektedir.
Seçmelere katıldığı bir yerde yeteneğini fark ettiler. İletişim bilgileri bulundu ve müzik şirketi olan Big Hit Entertainment'ı aradılar, onlara lise birinci sınıfta olan bu yetenekli genç ile ilgilenebileceklerini söylediler.
Fakat öğretmenleri ve ailesinin Kim Namjoon için farklı hedefleri vardı. Namjoon; Korece, matematik, yabancı diller ve sosyal bilgiler sınavlarında gerçekten başarılıydı. Bir teste IQ'su 148 çıkmıştı ve tüm ülkede %1'lik başarılı öğrenci kesimine girmesine çok yakındı.
Annesini müzik konusunda ikna edince 2010'da müzik seçmelerine girdi ve bir sürü şirketle solo rapçi olarak çalıştı. Sonrasında Bangtan Sonyeondan isimli bir hip-hop grubu oluşturulmaya çalışıldı karar değişikliği nedeniyle sonuç alınamadı.
Eğer K-Pop dinleyen biriyseniz dansın onlar için önemini bilmemeniz münkün değil. Kim Namjoon'da bir dansçı olarak anlaşma imzalamamıştı fakat idol grubunda yer almanın gerekliliğiydi. Bu yüzden dans ederken çektiği çilelere gönderme olarak Dance Prodigy (Dans Dehası) lakabı takıldı. 2015'e yakın bir tarihte hala dans etmeyi sevmediğini ancak bunun anlaşmanın bir parçası olduğunu anladığını söyledi.
Rap Monster lakabını bir şarkının sonunda "Rap Monster!" diye bağırınca şirket çalışanları tarafından lakap takıldı. Bu lakap ile sahne adı olarak verildi. BTS'in çıkış konserinden önce olan değişimlerden sadece biriydi bu. Artık idol hayatına gireceği için gerçek hayatının tam tersini yapması gerekiyordu; yani yüzünde sürekli makyaj taşımalı, sevimli aegyo (yüz ifadesi ve vücüt hareketleri ile gösterilen sevimlilik) ve bence her ARMY (BTS hayranları) 'nin hayran olarak izlediği koreografik dansları yapması gerekiyordu.
Elbette BTS'in lideri olarak adlandırılması onun için büyük bir gururdu fakat büyük sorumlulukları da vardı. Tanıtımlar, turlar, basın toplantıları, ödül törenlerinde ve televizyon röportajlarında en büyük görev ona düşüyordu. Şimdilerde Amerika'da yakaladıkları inanılmaz başarıyı düşününce, Big Hit'in liderliği İngilizcesi en iyi üyeye vermesi ileri görüşlü bir karar oldu. Ayrıca V (BTS üyesi), Kim Namjoon'un birçok problemi tek başına omuzladığına ve BTS üyelerinin geçinebileceği bir atmosfer yaratmak için çok çalıştığını minnetle anlatıyor. Namjoon ve Jin (BTS üyesi) grupta en kötü dansçı rölünde olarak görüldükleri için aralarında ortak bir bağları var. Diğer beş üye dans öğretmenleri ile çalışırken Namjoon ve Jin'in ayrı bir köşede çalıştıkları söylenmişti.
Namjoon ıssız adaya düştüğünde J-Hope'un (BTS üyesi) iyi bir partner olacağını söylemişti çünkü sürekli konuştuğu için radyoya ihtiyaçının olmayacağını söyledi. Ayrıca Dans Dehası denildiği için onun çok iyi dans ettiğini söyleyenler var, unutmamalıyız ki dansta değil,rapte çok iyi.
Namjoon eşyalarını çok sık kaybeder. Öyle ki İskandiavya'ya Bon Voyage gezileri sırasında pasaportunu kaybedip erkenden geri dönmesi gerektiğinde kimse şaşırmadı.
Öyle olmasada sert kişi imajı, fırça saçları ile sonunda Rap Monster ismini kaybetti. Şimdi Kim Namjoon'dan uzak olmayan RM geldi yani;yetenekli, ayakları yere basan ve düşünceli karakteri olan RM geldi.
Şimdilik bu kadar bilgi vereceğin ancak bu yazı bitmeden söylemek istediğim son birkaç şey daha var; BTS hakkında yazdığım ilk yazıda "adsız" olarak yorum yapan bir sınıftan tanıdığım iki kişinin sözleri üzerinde yazacağım bu cümleleri dikkatle okumanızı rica ediyorum.
Yaptığı yorumlarda benim BTS hakkında bir bilgim olmadığını, daha yeni tanıdığım bir grup için yorumda bulunmamın kendisine göre saçma olduğunu yazdı ve söyledi. Ben düşüncelerine saygı duyuyorum ancak BTS benim yeni tanıdığım bir grup değil. Ben önceden bazı şarkılarını dinliyordum ancak grup hakkında pek bir bilgim yoktu, 8 ay önce gerçekten dinlemeye başladım. Ben bunu kendisine de söyledim tekrardan düşüncelerine saygı duyuyorum. Sonra bana onları insanlar ile paylaştığımızda rezil ettiğimizi söyledi. Bence burada haksız; Çünkü sevdiğin bir grubu dinlerken/konuşurken rezil olduğunu düşünmemelisin.
Bu yazı burada bitti. Görüşmek üzere....
İletişim İçin : aleynacan05@hotmail.com
Etiketler
2018
2019
2020
8.sınıf
Adrian Besley
arkadaşlık
ARMY
Atatürk
Bangtan Boys
Başlangıç
Bih Hit Entertainment
Bir Sonraki Hayatımız
BKM
Blackpink
Blink
BTS
Calisma Saati
Çalışma Saati
D&R
Dan Brown
Deeptone
Dergi
Ders
Dikkat Korkunç Domatesler
dizi
dizi önerilerim
Dolores Redondo
ESA
Favori Kitaplarım
Film
Film Önerilerim
Gardiyan
gençlik
gençlik dizisi
Go Yayıncılık
Google
Güney Kore
Günışığı Kitaplığı
Hediye
Ä°defix
İkinci Adam Yayınları
Ä°klim
Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi
iletiÅŸim
iletişim göstergesi
iletiÅŸim nedir
İlginç Bilgiler
Ä°nternet
Ä°nternetten Para Kazanmak
Jeremy Strong
K-Pop
Karanlık Sular
Kim Namjoon
Kitap
Kitspyurdu
Kore
kore okul dizisi
kömünikasyon
kömünikasyon nedir
Lauren James
Lee Eun Jin
Leyla Ruhan Okyay
Leylek Havada
LGS
Lise
Matı Yayınları
Mim
Mustafa Kemal
Müzik
Nemesis Yayıncılık
Okul
okul dizisi
OkuOku
ödevim
Öğrencini Gözünden
öneri
Önerilerim
Pandora Kitap
Paula Hawkins
Payza
Rap Monster
RM
Sade ve Derin
Sassy Go Go
Scoot Sigler
Sentinel Uydular
Seri Kitaplar
Sınav
Skrill
Son Başlangıç
Tasarım
Teknoloji ve Tasarım Dersi
TEOG
Trendeki Kız
Uyanış
Uydular
Uzay
Uzay Hakkında
Veri GizliliÄŸi
Veri Güvenliği
Yakamoz Kitap
Yeni Yıl
yılbaşı
Yılmaz Özdil